Hakkımızda
Güncellenmektedir...
DİNÎ MÛSİKÎ ARAŞTIRMA MERKEZİ TANITIM
Müzik ritminin doğası, insanın metafizik dünyayla iletişim kurmasını sağlar ve insanı sıradan duygulardan ulvi duygulara çekebilme gücü sayesinde, insan ruhunun, sınırları olmayan metafizik âlemde hürriyete ulaşmasına da aracı olur. Kolay ulaşılabilir olduğundan etkileme gücü yadsınamaz. Bu yüzden ilkel veya semavi dinlerin, kendilerini ifade etmek ve toplumsal bir karakter kazanmak üzere müracaat ettikleri sanat türlerinin başında gelir. Duygusal yoğunlaşmayı sağlama gibi nitelikleri ile de dinî hayatın önemli bir parçasını temsil ediyor. Bunun en büyük örneklerinden birisi Türklerdir. İslam’la tanıştıktan sonar kendi kültürlerine uygun bir din anlayışını sanatla (Mimari, Güzel sanatlar, Mûsikî vb…) tarihe damga vuracak bir medeniyet ortaya çıkarmışlardır. Ve bu medeniyet Türklerle İslam olan coğrafyalarda dinle beraber etkisini göstermiştir fakat bu zorlama ile değil coğrafyalarda yaşayan insanların hayranlık ve takdirleri ile kabul görmüş ve gelişme göstermiştir.
İslam mûsikîsi yüzyıllar boyunca Kur’ân-ı Kerim’in prensipleri ve Hz. Peygamber’in uygulamalarından beslenerek İslâmî bir hayat tarzı oluşturmuştur. İlerleyen yüzyıllarda tasavvuf akımıyla bütünleşen dinî hayatın ritüelleri, câmi ve tekkeler ile muhtelif tarikat toplantılarında farklı uygulama alanları bulmuştur. Mübârek gün ve geceler özelinde böylece yapılan ibâdet ve zikir esnasında çeşitli vesilelerle icrâ edilen, içerisinde dinî motiflerin kullanıldığı mûsikî, dinî mûsikî adını almıştır.
Araştırma merkezimiz tarafından hayata geçirilecek projeler kapsamında müziğin performans aşaması icra edilecektir. Özellikle dinî müzik kısmında fakültelerde verilen teorik ve tarihsel derslerin uygulamaya geçirilmesi sağlanacaktır.
Dünya üzerinde tüm dinlerin ortak özelliği olan müzik kültürünü koruyucu ve geliştirici bir merkez bulunmamaktadır. Daha çok meşk dediğimiz bireysel aktarımlarla yürütülen bu tür müziğin bir merkez etrafında akademik olarak toplanması Dinî Mûsikî alanına en büyük katkıyı sağlayacaktır.
Bu konuda Türkiye’nin en yetkin isimleri arasından belirlenmiş olan danışma kurulu üyeleri tarafından da heyecanla karşılanan bu merkez, gelecekte Türkiye ve Dünya için Dinî Mûsikî konusunda bir otorite olacaktır.
Merkez bünyesinde yapılacak olan araştırmalar sayesinde birinci madde içerisinde adı geçen bütün programlara destek ortamı oluşturarak öğrenci, öğretim görevlileri ve öğretim üyeleri bazında akademik katkılar sağlayacaktır.
Kadim gelenekte riyâzî ilimler sıralamasında felsefenin bir alt dalı olarak bilinen felsefe ve güfte (edebiyat) ağırlıklı olan doğu mûsikî zaten edebiyatla iç içedir.
Dinî Metinleri seslendirme konusunda kaybolmak üzere olan tavırlar ve özellikle İstanbul Tavrı’nın ihyâsını sağlanacaktır. Kaybolmak üzere olan binlerce Dinî Mûsikî eseri kayıt altına alınarak, nota yazısına aktarımı sağlanacaktır.
Üniversite bünyesinde bulunan dersler genellikle Osmanlı müziği ve Türk Din musikisi üzerine verilmektedir. Kurulmak istenen Araştırma merkezi ise tüm dinler üzerinde uygulama ve araştırma yapacaktır.
Yazma eserlerin dijital kopyaları, güncel kitaplar, ses ve video arşivi ile müzik araştırmacıları için Türkiye’nin ilk müzik kütüphanesini kurarak araştırmacılara destek sağlanacaktır.
Kurulan bu merkez ile sadece İslam sanatları kapsamında değil bütün dinler bünyesindeki Dinî Mûsikî unsurları çalışılacak olup sosyal bilimler programlarına nazaran daha geniş bir perspektifle araştırmalarda bulunacaktır.
MİSYONUMUZ
Dünyada varolan dinî müziklerle ilgili ortak yönler veya aykırılıklar konusunda çalışmalar yapmak, dinî müziğin etki ettiği dini alanları tespit etmek, özelde Türk Dünyası üzerinde derlemeye muhtaç olan eserlerin derleme çalışmalarını yapmak ve bu doğrultuda bilimsel ve sanatsal araştırmalar yapmak. Din ve müzik ilişkisi hakkında yapılan çalışmaları bir çatı altında toplamak. Araştırmacıların konu hakkında yapılan akademik veya süreli yayınları takip edebilecekleri bir merkez olmak.
VIZYONUMUZ
Uluslararası alanda tanınmış bir dinî mûsikî merkezi olmak. Din ve müzik denildiğinde gerek sesli gerekse yazılı tüm kaynaklara ulaşılabilen bir merkezin inşası üzerine ülkemizi bu konuda öncü kılmaktır.
Güncellenmektedir...
Güncellenmektedir...
MÜDÜR’ÜN MESAJI
Her milletin mûsikîsi, o milletin millî ruhundan, ortak vicdanından, sanat anlayışından ve güzellik kavrayışından doğmaktadır. Dolayısıyla o milletin yaşadığı fizîki ve sosyal çevrenin sanata etkisi göz ardı edilemez. Bir milletin mûsikî anlayışı başka bir millet tarafından sevilmeyebilir. Böylece mûsikî milletten millete değiştiği gibi, fertten ferde de değişim gösterebilir.
İslâm dinîni benimseyen farklı fert ve topluluklar bulunmaktadır. İslâm millî bir din olmadığına göre bu milletlerin kendilerine has sanatları ve güzellik anlayışları değişim gösterebilir. Müslüman bir milletin diğer Müslüman milletlerin mûsikîsinden ve sanatından hoşlanmaları ya da hoşlanmamaları normal karşılanmalıdır. Ancak her millet farklı milletlerin mûsikîsinden de etkilenebilir. Neticede her Müslüman milletin Kur’ân okuyuş tarzının farklı olması bile bunu göstermesi açısından önem arz etmekte ve bir kimlik tanımı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Evrensel olan bir dinîn, farklı milletlerde zuhûr eden sanat anlayışının farklılık göstermesi doğaldır. Sonuçta konumuz olan dinî mûsikînin her millette kendine özgü bir millîlik kazanması ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isterim.
Dinî Mûsikî Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin sağlayacağı akademik destek, programların amaçladığı mesleklere yönelik hazırlayıcı ve destekleyici katkılar sunacak olup tüm semâvi ve ilkel dinî müzikler hakkında projeler gerçekleştirecektir. Üniversitemize ve Rektörlüğümüze konuya gösterdiği ilgileri dolayısıyla teşekkürlerimi sunar, hayırlı olmasını temenni ederim.
Doç. Dr. Ubeydullah SEZİKLİ